O gece, Jacob ve Emma yatakta oturmuş kitap okuyor ve televizyon izliyorlardı ki iş geldi.
"İş yerinde çok garip. Bana daha fazla sorumluluk veren yeni CEO'muz, buraya geldiği zamandan beri hiçbir toplantıyı kaçırmadı. Yine de Pazartesi günü ikiyi geçti," diyor Jacob.
Emma aniden duraklıyor. Jacob'a bakıyor?
"Öyle mi?"
"Evet. Kevin hiçbir önemli toplantıyı kaçırmadı," diyor Jacob.
Emma aniden karnına yumruk yemiş gibi hissediyor. Kahve dükkanında tanıştığı Kevin, kocasının patronu olabilir mi?
"Bir kahve dükkanında bir kadınla tanıştığını ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadığını söyledi," diyor Jacob.
Emma'nın aklına geliyor. İtiraf etmeli mi? Ne yapmalı? Ya aynı adam değilse?
"Büyük bir sorun olmadığından eminim. Şehre yeni geldi ve muhtemelen insanlarla tanışmak istiyordur," diyor Emma.
İtiraf edecek cesareti toplayamıyor. "Sanırım bana yeni patronunun adını daha önce söylemedin. Nasıl biri?"
"Bana iyi davrandı. Bana daha fazla sorumluluk verdi. Üç hafta önce bana Goldmans hesabını verdi. En büyük hesaplarımızdan biri," diyor Jacob. "Çok ilgili ve karşılığını vermeye çalışıyor. Ama aynı zamanda biraz da kibirli."
Emma, Kevin'in Jacob'la tanışmadan önce ona daha fazla sorumluluk verdiğini fark ediyor.
"Al, sana göstereyim," diyor Jacob, telefonunu çıkarıp şirketin web sitesine giderek Emma'ya Kevin'in bir fotoğrafını gösteriyor.
Emma hayretle bakıyor. Gerçekten de aynı Kevin. "Ne oldu canım," diyor Jacob.
"Sen...," diye tereddüt ediyor. "Bana siyah olduğunu söylemedin."
"Evet, yönetim kurulu ilk siyah CEO'sunu işe alarak şirketin iyi görüneceğini düşündü," diyor Jacob. "Nasıl işleyeceğini göreceğiz."
"Kaç yaşında," diye soruyor Emma, Kevin'in biyografisini şirketin web sitesinde okurken.
"00 yaşında," diyor Jacob.
"Anladım," diyor Emma, Kevin ile arasındaki yaş farkını düşünerek. "Sana kahve dükkanında tanıştığı kadın hakkında bir şey söyledi mi?"
"Hayır, sadece ateşli ve onu dışarı davet etmek istiyor," diyor Jacob.
"Aman Tanrım," diyor.
"Biraz açık sözlü olabiliyor," diye cevaplıyor Jacob.
Gecenin geri kalanında aklından geçenler akıp gidiyor. Son iki gündür kahve içerken Kevin'ı tanımak eğlenceliydi. Ama o Jacob'ın patronu. Evli olduğunu söylese de, Jacob daha fazlasını mı düşünecek?
Elbette hayır, diye düşünüyor,evli olduğu ve onun iki katı yaşında olduğu göz önüne alındığında. Aslında Kevin, kendi ebeveynlerinden daha büyüktür.
Perşembe sabahı Kevin, Emma'ya mesaj atar. "Ben Kevin. Saat 0'da kahve dükkanında olacağım. Seni orada görmeyi umuyorum."
Emma kahvaltı masasında okur. Jacob görmez.
Bu onun gitmeme şansıdır ama yine de gitmeye karar verir. Kevin'e kim olduğunu söylemeye karar verir, böylece işler kontrolden çıkmaz.
Kahveye etek ve üst giymeye karar verir. Gelir ve Kevin'in yanına masaya oturur.
"Seni tekrar görmek güzel, Emma," der Kevin.
Emma kahvesini bırakır ve masaya oturur. Araba yolculuğu sırasında provasını yaptığı küçük konuşmaya hemen başlıyor.
"Sen kocamın patronusun! Nasıl... nasıl bana söylemedin. Sen Kevin Jones'sun," diye soluk soluğa kalıyor.